Bakırköy’de Tanımadığın Bir Yüz: Kuaför Koltuğunda Başlayan Travesti Hikayesi

bakırköy travestileri ve bir kuaför anısıbakırköy travestileri ve bir kuaför anısı

bakırköy travestileri ve bir kuaför anısı

Hazırsanız, alın elinize kahvenizi ya da çayınızı, ayaklarınızı uzatın. Çünkü birazdan “Bakırköy travestileri” deyince aklınıza gelen her şeyi yeniden şekillendirecek bir yolculuğa çıkıyorsunuz.

Kendinizi hiç bir kuaför salonunda, tanımadığınız ama bakışlarıyla sizi avucunun içine almış bir insanla karşı karşıya buldunuz mu? Çünkü Bakırköy’deki bir kuaför koltuğunda hayatın sürprizlerinin hiç beklemediğiniz bir şekilde yüzünüze gülümseyebileceğini keşfettim. Bu yazımda sizi, İstanbul’un bu canlı semtinin bir köşesindeki ayna karşısında başlayan sıradışı bir hikayeye götüreceğim.

Gözde Kuaför ve Beklenmeyen Tanışma

Bakırköy’ün dar, kalabalık sokaklarında taksiyle sürüklenirken, yolun köşesinde küçük ama sıcak bir kuaför salonu gözüme çarptı: “Gözde Kuaför”. Hem zamansızlıktan hem de saçlarımın artık yardıma ihtiyacı olduğundan, kendimi aniden oraya çevirirken buldum. İçeri adımımı attığım anda, o yoğun parfüm kokusunun ve saç spreyinin büyüsüyle sarmalandım.

Kuaför koltuğuna oturup saçlarıma yapılacak mucizenin hayalini kurarken, yan koltukta tanıdık-taş çıkacak değil, aksine hiç tanımadığım bir yüz oturuyordu. Uzun, zarif elleriyle manikür masasında ilgilenen bu kişi, o an tüm dikkatimi üzerine topladı. Siyah kaşlarının altındaki derin bakışları ve keskin mizahıyla beni ilk bakışta adeta büyüledi. “Bakırköy travestilerinden biri bu olabilir mi?” diye içimden geçirdim. Çünkü bu tarz özgün bir zarafet gerçekten rastlantısal olmaz.

“Saçlarınız çok cansız duruyor, şeker!” dedi bana. Gülümsemesi o kadar sıcak ve doğaldı ki bu laf, asla itici gelmedi.

Herkesin Bir Hikayesi Var

Adının Deniz olduğunu öğrendiğim bu zarif insan, sadece bana değil, salondaki herkese samimi bir şekilde gülümsüyordu. Bir süre sonra onun hikayesi doğal olarak ortaya dökülmeye başladı. Meğerse küçüklüğünde ailesi tarafından kabullenilmeyen biriymiş ve kendini ifade etmeye başladıkça hayata olan tutkusu tüm engelleri aşmış.

Bakırköy’de travestilerin hayatı kolay değildir,” dedi Deniz bir an. “Ama sokaklarda yürürken o bakışarı alay yüzünden değil, kıskançlık yüzünden aldığımı fark ettiğimde her şey değişti.”

Deniz’in hikayesi sadece trajik değil; aynı zamanda bir güç, cesaret ve kendini sevmeyi öğrenmenin öyküsüydü. Kendini baştan yaratmak ve “medyanın yüzümüze sunduğu normların” ötesinde biri olarak, İstanbul’un kalabalık ama aynı anda yalnız sokaklarında yolunu bulmuştu.

İstanbul’un Canlı ve Gizemli Yüzü

Bakırköy travestileri ve onların hayatı, sıradan bir kahve molası kadar basit ve naif değil. Ama bu onların hikayesini daha az muhteşem yapmıyor. Deniz, yaşadığı renkli anılardan bazılarını paylaşırken hep beraber kahkahalara boğulduk. Mesela, bir gece tesadüfen girdikleri bir düğünde dans pistinin yıldızı olmuşlar – davetli listesinde olmamalarına rağmen!

“Kimse bizi ayırt edemedi,” dedi Deniz, “Ama ertesi gün aynı insanları dükkan dükkan görüp tanımamazlıktan gelip yanımızdan yürümeleri en komik olanıydı.”

Bu hikaye, toplumun çelişkilerini gözler önüne seren harika bir örnekti. İnsanlar, genellikle en çok karşı koydukları ya da görmezden geldikleri şeylere karşı hayranlık duyarlar. İşte bu yüzden Deniz’in varlığı başlı başına bir devrimdi.

Hayatı Daha Hafif Almak

Gün sona ererken, Deniz yanıma gelip elimi tuttu. “Hayat bazen ağırlık yaratıyor ama önemli olan taşıdığın şeyi sevmeyi öğrenmek,” dedi. O an fark ettim ki saçlarım, canlanmaktan çok uzak bir hale gelebilir ama ruhum, Deniz’in anlattıklarıyla ışıl ışıl olmuştu.

Bakırköy’ün bu karışık ama inanılmaz renkli semtinde, hem insanların yüzlerine hem de hikayelerine yansıyan zenginlik var. Deniz’in kuaför salonunda başlayan hikayesi, onun mizahi bakışı ve cesur ruhuyla herkesin kalbinde bir yer ediniyordu. Kuaförden çıkarken, Bakırköy sokaklarına bu kez bambaşka bir gözle bakıyordum.

Şimdi siz de bu satırları okuduktan sonra, Bakırköy’de rastladığınız tanımadığınız bir yüzü başka bir gözle göreceksiniz, eminim.

Hikayesiyle sizi güldüren, düşündüren, belki biraz da cesaret aşılayan biri oldu mu hayatınızda? Bence en çarpıcı hikayeler zamansız ve mekânsız gelenlerden çıkar. Bakırköy travestileri ile ilgili bir hikâyeyle baş başa kalmak, İstanbul’un ne kadar büyüleyici bir şehir olduğunu hatırlatıyor insana. Belki bir sonraki ziyaretimizde hepimizin bir Deniz’e ihtiyacı olabilir, kim bilir?

tien22: